TÜRKİYE’DE SOSYAL AĞLARA İLİŞKİN DÜZENLEMEYE GİDİLDİ

  1. Giriş

Uzun bir zamandır sosyal medyanın hukuk düzenindeki yeri ve sınırları birçok ülkede tartışma konusudur. Nitekim bu konuda öncülük eden ülkelerden olan Almanya 2018 yılından beri konuyu ciddi bir biçimde ele almaktadır ve Alman Sosyal Networkler Yaptırım Yasası (Netzdurchsetzunggesetz, NetzDG), Ocak 2018’den itibaren yürürlüğe girmiştir. Öte yandan İngiltere, İtalya ve Hollanda’da benzeri konuları ele alan çalışmalar yapılmaktadır.

Türkiye’ye baktığımızda ise sosyal medya ve genel bağlamda internet düzenlemelerinin 2007’de kabul edilen 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” (“İnternet Kanunu”) ile başladığını ve bugüne dek çok defa değişikliğe uğrayan İnternet Kanunu’nun 31 Temmuz 2020 tarihli ve 31202 numaralı Resmi Gazete’de yayımlanan 7253  sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” (“Kanun Değişikliği”) ile ciddi anlamda genişlediğini görüyoruz. Kanun Değişikliği ile Twitter, Facebook, Youtube, Instagram, TikTok, Periscope, Pinterest, LinkedIn, DailyMotion ve VK gibi büyük platformlara ilişkin düzenlemeler kanun kapsamına dahil edilmiştir.

Esas itibariyle Alman Sosyal Networkler yasası temel alınarak yapılan Kanun Değişikliği kapsamında 5651 sayılı kanuna ek hükümler eklenerek ilk kez sosyal ağ sağlayıcısı tanımı yapılmış ve sosyal ağ sağlayıcılarına geniş yükümlülükler öngörülmüştür. Bu kapsamda Kanun Değişikliği ile İnternet Kanun’a eklenen Ek 4. Madde uyarınca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (“BTK”, “Kurum”) ‘Sosyal Ağ Sağlayıcı Hakkında Usul ve Esaslar’ (“Karar”) İsimli Kararı’nı almış ve ilgili karar 2 Ekim 2020 tarihli 31262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.

Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi ve yurt dışı kaynaklı sosyal ağları kapsayan Karar uyarınca ana düzenleme konusu sosyal ağ sağlayıcılarının temsilci belirleme yükümlülüğüdür. Bu doğrultuda Kararda öncelikle hangi durumlarda temsilci belirleneceği, temsilcinin taşıması gereken nitelikler, temsilcinin yükümlülükleri ve bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde uygulanacak yaptırım öne çıkmaktadır. Ek olarak sosyal ağ sağlayıcısına; kişiler tarafından yapılan başvuruları cevaplama, düzenli bir şekilde raporlama yapma ve Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırma gibi yeni yükümlülükler getirilmiştir. Bu doğrultuda Karar’da düzenlenen yükümlülükleri temsilci belirlenmesine ilişkin yükümlülükler ve diğer yükümlülükler olarak ikiye ayırabiliriz.

  1. Temsilci Belirlenmesine İlişkin Yükümlülükler
  2. Temsilci Belirleme Yükümlülüğü

İnternet Kanunu’nda ve Kararda tanımlandığı üzere Sosyal Ağ Sağlayıcıları; sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişilerdir.

Sosyal Ağ Sağlayıcılar yurtiçi kaynaklı veya yurtdışı kaynaklı olabilirler. Fakat yurtdışı kaynaklı olan Sosyal Ağ Sağlayıcılar, Türkiye’de en az bir yetkili temsilci belirlemekle yükümlüdür. Yetkili temsilci Türk vatandaşı gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişiliği Türk mevzuatına göre kazanılmış ve Türkiye’de kurulmuş tüzel kişi de olabilir.

Sosyal Ağ Sağlayıcılar tarafından belirlenerek bilgileri Kurum’a bildirilen temsilcilerin idari işleri yürütmek, başvuruları cevaplamak, raporlama yapmak gibi yükümlülükleri bulunmaktadır. Nitekim Sosyal Ağ Sağlayıcısı Temsilci Belirlemekle birlikte, temsilciye ilişkin iletişim bilgilerini internet sitesinde yayımlamak, Temsilci bilgilerini Kurum’a bildirmek gibi yükümlülükleri de bulunmaktadır.

  1. Temsilci Belirleme Yükümlülüğüne Aykırılık

Kararda, temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılarına aşamalı bir yaptırım öngörülmektedir. Bu doğrultuda öncelikle idari para cezası şeklinde başlayan yaptırımlar, devam eden süreçte yaptırıma rağmen temsilci belirlenmediği ihtimalinde bant genişliğinin yüzde doksana kadar daraltılması şeklinde ağırlaşmaktadır.

  • İlk aşamada, Kurum’a temsilci bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen Sosyal Ağ Sağlayıcısına Kurum tarafından bildirimde bulunulur. İşbu bildirimi takiben 30 gün içinde temsilci bildirilmez ise Sosyal Ağ Sağlayıcısı’na10 milyon Türk lirası değerinde idari para cezası verilir.
  • İdari para cezasının tebliğinden itibaren Sosyal Ağ Sağlayıcısının 30 gün içinde Temsilcisini bildirmesi gerekir, bu süre içerisinde de bir bildirim yapılmazsa bu defa 30 milyon Türk lirası değerinde idari para cezası verilir.
  • İkinci idari para cezasının tebliğinden itibaren Sosyal Ağ Sağlayıcısı 30 gün içinde hala Temsilci bildirmez ise bu defa Reklam Yasağı uygulanarak, Türkiye’de mukim veri mükellefi gerçek ve tüzel kişiler tarafından sosyal ağ sağlayıcısına yeni reklam verilmesi yasaklanır. İşbu yasak doğrultusunda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz.
  • Reklam yasağı kararından itibaren üç ay içinde sorumluluk yerine getirilmezse, internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması için Kurum’un Başkanı tarafından Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurulabilecektir.
  • Ve son olarak Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılan Başvurunun kabulüne ilişkin hâkim kararının uygulanmasından itibaren otuz gün içerisinde temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, sosyal ağ sağlayıcısının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranında daraltılması için gene Kurum’un Başkanı tarafından sulh ceza hâkimliğine başvurulabilecektir.

Belirtmek gerekir ki, yaptırımın uygulanması sonrasında Sosyal Ağ Sağlayıcısı temsilci belirleme yükümlülüğünü yerine getirirse idari para cezaların dörtte biri tahsil edilir, reklam yasağı kaldırılır ve hâkim kararları da kendiliğinden hükümsüz kalır.

  • Diğer Yükümlülükler

Sosyal Ağ Sağlayıcısının temsilci belirlemekle birlikte, esasen belirlenen temsilci aracılığı ile gerçekleştirilecek olan birtakım başka yükümlülükleri de bulunmaktadır.

  1. Kişiler Tarafından Türkçe Yapılan Başvuruların Türkçe Cevaplandırılması Yükümlülüğü

Kullanıcıların İnternet Kanun’un 9 ve 9/A maddeleri kapsamında kişilik haklarını veya özel hayatın gizliliğini ihlal eden içeriklere yönelik olarak başvuru yapma hakları vardır ve sosyal ağ sağlayıcıları bu başvurulara cevap vermekle yükümlüdür.

Bu doğrultuda başvuruların kolaylıkla alınabilmesi için Türkçe dil seçeneğinde başvuru yapılmasını sağlamakla yükümlü tutulan sosyal ağ sağlayıcıları, başvurulara başvurudan itibaren en geç 48 saat içinde ve cevabın niteliğine göre olumlu yahut gerekçesi belirtilmek kaydı ile olumsuz bir cevap vermekle yükümlüdür. Nitekim başvurunun Türkçe yapılması durumunda cevap da Türkçe verilmek zorundadır.

  1. Raporlama Yükümlülüğü

Bu yeni düzenleme ile öncelikli olarak hedeflenen sosyal ağ sağlayıcıları ile iletişimin sağlanması ve sosyal ağ sağlayıcılarının işlemlerinin bir düzen içinde takip edilmesi olduğundan, sosyal ağ sağlayıcılarına raporlama yükümlülüğü getirilmiştir. Nitekim yeni düzenleme ile birçok yükümlülük getirilen sosyal ağ sağlayıcılarının, işbu yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği ve işbu yükümlülük kapsamında kullanıcıların menfaatinin ne ölçüde gerçekleştiği düzenli aralıklarla kuruma sunulması öngörülen raporlar aracılığı ile takip edilecektir.

Raporlama yükümlülüğü kapsamında; Sosyal Ağ Sağlayıcıları, yurt içi veya yurtdışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarının, içerik çıkarma ve/veya erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasına ve kişilerin İnternet Kanunu 9 ve 9/A maddeleri kapsamındaki başvurularına ilişkin istatistiksel ve kategorik bilgileri içeren raporları altı aylık dönemlerle Kurum’a bildirmekle yükümlü tutulmuştur. Gene bu yükümlülüğün de Türkçe dilinde yerine getirilmesi gerekmektedir.

Raporlama yükümlülüğü kapsamında kullanıcıların başvurularına ilişkin olarak hazırlanan raporlar, kişisel verilerden arındırılmak suretiyle sosyal ağ sağlayıcının kendi internet sitesinde de yayımlanarak kullanıcıların bilgisine sunulur.

  1. Verilerin Türkiye’de Barındırılması Yükümlülüğü

Sosyal ağ sağlayıcıları, web sitelerine ve uygulamalarına ilişkin olarak birtakım kişisel verileri kayıt altına alıyor olabilir. Bu noktada İnternet Kanunu ve Kurum tarafından alınan Karar ile sosyal ağ saylayıcılarına Türkiye’deki kullanıcıların verilerinin Türkiye’de barındırılması yönünde gerekli tedbirlerin alınması yükümlülüğü getirilmiştir.

Bu kapsamda sosyal ağ sağlayıcıları, alınan tedbirlere ilişkin olarak her raporlama döneminde BTK tarafından bildirilen hususları da kapsayacak şekilde kuruma bilgi vermekle yükümlüdür.

  1. Diğer Yükümlülüklere Aykırılık

Yukarıda belirtildiği gibi sosyal ağ sağlayıcıları, kişiler tarafından yapılan başvuruların cevaplandırılmakla yükümlüdür ve bu yükümlülüğün yerine getirilip getirilmediğini inceleyen Kurum, yerine getirilmediğini tespit ettiği takdirde ilgili Sosyal Ağ Sağlayıcısına 5 milyon Türk lirası idari para cezası verme yetkisini haizdir.

Aynı şekilde raporlama yükümlülüğü bulunan sosyal ağ sağlayıcılarının bu yükümlülüğe aykırı hareket etmesi durumunda Kurumun başkanı ilgili sosyal ağ sağlayıcısına 10 milyon Türk lirası tutarında idari para cezası verir.

Ek olarak, Sosyal Ağ Sağlayıcılarının, kendilerine hukuka aykırılığı hâkim veya mahkeme kararı ile tespit edilen içeriğin bildirilmesi durumunda, 24 saat içinde içeriği çıkarmaya veya içeriğe erişimi engellemeye yönelik yükümlülükleri bulunmaktadır. Nitekim bu yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıları, işbu sebeple doğan zararları tazmin etmekle mükelleftir.

  1. Sonuç

İnternet Kanunu üzerinde yapılan değişiklikler ve kanun kapsamında dahil edilen sosyal ağ sağlayıcı tanımı doğrultusunda oldukça geniş sayıda platformları kapsar hale getirilen İnternet Kanunu, sosyal ağ sağlayıcılarla doğrudan iletişim sağlanabilmesi ve Kanun Değişikliği ile sosyal ağ sağlayıcılarına yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilmediği durumda Türkiye’de doğrudan bir muhatap bulunması açısından önemlidir.

Oldukça geniş yükümlülükler barındıran Kanun değişikliğine karşı, temsilcinin statüsünün belirsizliği ve sosyal ağların tanımının geniş ve yoruma açık olması gibi çeşitli eleştiriler mevcuttur. Öte yandan kullanıcıların menfaati açısından sosyal ağlara ilişkin birçok ülkede olduğu gibi kanun değişikliğine gidilmesi ve sosyal ağların bir nevi kontrol altına alınması gerektiği yönünde görüşler de bulunmaktadır.

Bu noktada Kanun Değişikliğinin, sosyal ağlara ilişkin nasıl bir etkisi olacağını ve bir yanda sosyal ağ sağlayıcısının öte yanda kullanıcıların menfaatleri noktasında nasıl bir denge gözetileceğini, belirlenen usul ve esasların pratik uygulaması sonucu önümüzdeki günlerde göreceğiz.