REKABET KURUMU TARAFINDAN GENİŞLEYEN YERİNDE İNCELEME YETKİSİNE İLİŞKİN KILAVUZ YAYINLANDI

  1. Giriş

Rekabet Kurumu [“Kurum”] tarafından 08.10.2020 tarihinde kabul edilerek 09.10.2020 tarihinde yayımlanan 20-45/617 sayılı “Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz”[1]  [“Kılavuz”]; 16.06.2020 tarih ve 7246 sayılı Kanun ile [“Kanun Değişikliği”][2] değişik 13 Aralık 1994 tarih ve 22140 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un[3] [“Kanun”], “Yerinde İnceleme” başlıklı 15. Maddesinde yapılan değişikliğe ilişkin olarak genel esasların belirlenmesi amacı ile hazırlanmıştır.

İlgili Kanun Değişikliği, teşebbüslerce elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerinin ve belgelerinin Kurum’un Görevli Meslek Personeli tarafından mahallinde incelenmesine ilişkin olup Kurum tarafından yayımlanan Kılavuz ile, verilerin incelenmesi ve/veya bunların kopyalarının alınması, Rekabet Kurumu merkezine getirilmesi ve muhafazasına ilişkin sürecin esaslarını belirleyen açıklamalar ortaya konmuştur.

Kılavuz konusu “yerinde inceleme” yetkisi, Kurum tarafından gizli nitelikteki kartel yapılarıyla etkin mücadele edilmesi kapmasında kullanılan en önemli soruşturma araçlarından bir tanesi olup Kanun’un 15. Maddesi’nde düzenlenmiştir. Nitekim aşağıda örneği verilen birçok Rekabet Kurulu kararlarında yerinde inceleme yetkisinin önemine ve etkin bir şekilde kullanılmasının gerekliliğine değinilmiştir.

Yerinde inceleme yetkisi, 4054 sayılı Kanun’un ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında gelmektedir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, rekabet ihlallerinin ortaya çıkarılması noktasında büyük öneme sahiptir.”[4]

Mehaz Avrupa Birliği Hukuku’nda “on-site inspection[5] olarak geçen yerinde inceleme yetkisi, 24.06.2020 tarihinde yapılan Kanun Değişikliği öncesinde elektronik cihazlar bakımından birçok tartışmaya sebep olmaktaydı. Nitekim Kanun Değişikliği öncesinde[6] yerinde inceleme kapsamına teşebbüslerin dijital verilerinin de dahil edilmesi Kanun maddesinin geniş yorumlanması ve uzun yıllardır inceleme yapan Kurum uzmanlarının ilgili teşebbüslerin bilgisayar sistemlerinde özellikle elektronik belge ve yazışmaları inceleyip kopya/çıktı alabileceği konusunda oluşturulmuş Yargı içtihatları[7] ile mümkün olmuştur.

Kanun Değişikliği ile; “Defterlerini, her türlü evrak ve belgelerini inceleyebilir ve gerekirse suretlerini alabilir” şeklindeki 15. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi, “Defterlerini, fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerini ve belgelerini inceleyebilir, bunların kopyalarını ve fiziki örneklerini alabilir” şeklinde değiştirilmiştir. Bu noktada belirtmek gerekir ki, yukarıda da bahsedildiği gibi değişiklik öncesinde de Kurum personelleri tarafından yerinde inceleme sırasında elektronik ortam incelemesi yapılıyordu ve/fakat incelemenin kapsamı, sınırı, meşruiyeti açısından birçok tartışma olduğu gibi Kanun’un 16. Maddesi uyarınca verilen idari cezalara karşı birçok iptal davası da açılmaktaydı. Bu noktada, Kanun Değişikliği ile yerinde inceleme yetkisinin kapsamı daha da belirginleştirilmiş olup yerinde incelemelerde; defterlerin, fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan verilerin ve belgelerin incelenebilmesi, bunların kopyalarının ve çıktılarının alınabilmesi yetkisi daha da açıklığa kavuşturulmuştur.

Kanun Değişikliği ile eklenen, “elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerini ve belgelerini inceleme, bunların kopyalarını ve fiziki örneklerini alabilme yetkisi” mehaz Avrupa Birliği Hukuku’nda 1/2003 sayılı Konsey Uygulama Tüzüğü başta olmak üzere Avrupa Birliği mevzuatında da yer alan bir yetki olup 1/2003 sayılı Konsey Uygulama Tüzüğü, ülkemiz rekabet hukuku açısından Kanun Değişikliği’nin gerçekleşmesinde önemli bir rol oynamıştır. Nitekim mehaz Avrupa Hukuku’nda ilgili maddeye ilişkin hazırlanan ve 2015 senesinde revize edilen “Explanatory note on Commission inspections pursuant to Article 20(4) of Council Regulation No 1/2003”[8] ile düzenlenen metin aşağıdaki gibi olup Kanun’un değişik 15. Maddesine benzerlik göstermektedir.

“10. The Inspectors may search the IT-environment (e.g. servers, desktop computers, laptops, tablets and other mobile devices) and all storage media (e.g. CD-ROMs, DVDs, USBkeys, external hard disks, backup tapes, cloud services) of the undertaking. This applies also to private devices and media that are used for professional reasons (Bring Your Own Device -BYOD) when they are found on the premises. For this purpose, the Inspectors may not only use any built-in (keyword) search tool but may also make use of their own dedicated software and/or hardware (“Forensic IT tools”). These Forensic IT tools allow the Commission to copy, search and recover data whilst respecting the integrity of the undertakings’ systems and data.”

Belirtmek gerekir ki; yerinde inceleme yetkisine ilişkin yeni düzenlemenin ihtiyaçlar doğrultusunda getirildiği konusunda kuşku olmamakla birlikte, bu yetkinin özellikle yeni hali bakımından açık bir şekilde düzenlenmemesi, yetkinin sınırlarının belirli olmaması, yetkinin nasıl kullanılacağı ve elde edilen verilerin güvenliğinin nasıl sağlanacağı konuları bilhassa teşebbüsler açısından endişe uyandırmaktadır.

  1. Dijital verileri incelemeye kimler yetkilidir?

Değişik 15. Madde düzenlemesi ile yerinde inceleme yetkisi Kurul’a verilmiştir. Nitekim madde metni, “Kurul, bu Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde, teşebbüs ve teşebbüs birliklerinde incelemelerde bulunabilir.” şeklindedir. Madde metnindeki “kurul” ifadesinden anlaşılması gereken Rekabet Kurulu’dur. Bu doğrultuda Kanun değişikliği ile bir değişikliğe gidilmemiş, öncesinde de olduğu gibi Kurul tarafından bu yetki kurul bünyesinde çalışan görevliler eli ile yürütülmektedir. Nitekim Kılavuz’da da yerinde inceleme işleminin Görevli Meslek Personeli tarafından yapılacağı belirtilirken; “Görevli Meslek Personeli” ifadesinden Rekabet Başuzmanı, Rekabet Uzmanı ve Rekabet Uzman Yardımcısının anlaşılması gerektiği belirtilmiştir.

  1. Hangi dijital veriler incelenecektir?

Kılavuz’un 3. Maddesi ile ifade edildiği üzere Görevli Meslek Personeli, teşebbüse ait sunucu, masaüstü/dizüstü bilgisayar, taşınabilir cihaz gibi bilişim sistemleri ile CD, DVD, USB, harici hard disk, yedekleme kayıtları, bulut servisleri gibi depolama araçlarında inceleme yapmaya yetkilidir. Bu noktada inceleme konusu araçlar sınırlı sayıda tutulmamış olup “gibi” ifadesi doğrultusunda her türlü dijital aracının inceleme konusu olabileceği anlaşılmaktadır.

Özellikle belirtmek gerekir ki, belki de Kanun Değişikliği’ne ilişkin en çok tartışılan konu, yerinde inceleme yetkisi kapsamına cep telefonu, tablet gibi şahsi ve taşınabilir iletişim cihazlarının da dahil edilmesidir. Nitekim bu noktada taşınabilir iletişim cihazlarına ilişkin inceleme usulü, diğer inceleme usullerinden farklılık arz etmektedir. Her şeyden önce bu tarz cihazlar direkt inceleme konusu yapılmamakta, öncelikle hızlı gözden geçirme şeklinde inceleme konusuna ilişkin veri bulunup bulunmadığı tespit edilmektedir. Şayet incelenen cihazın teşebbüse ilişkin herhangi bir veri içerdiği tespiti edilirse, cihazın incelemeye tabi tutulacağı yönünde karar verilir. Aksi takdirde ilgili cihaz inceleme konusu yapılmaz.

Bu noktada belirtmek gerekir ki, kişisel iletişim araçlarının inceleme konusu yapılması; ticari sırların korunması, avukat müvekkil iletişiminin gizliliği, özel hayatın gizliliği, kişisel verilerin korunması hakkı gibi birçok açıdan endişe vericidir. Nitekim Kanun Değişikliği’nin yayınlanmasını takiben başta hukukçular ve teşebbüsler olmak üzere birçok kesimden Kanun Değişikliği’nin geneline ve bilhassa bu maddesine ilişkin yoğun bir eleştiri söz konusu olmuştur.  Zira kapsamı çok geniş ve yoruma açık bir şekilde düzenlenen maddede yer alan “gözden geçirme” ifadesinin anlamı ve sınırları belirlenmediği gibi inceleme konusu cihazın teşebbüse ilişkin herhangi bir veri içerip içermediğinin tespiti de çok muğlak bir kavramdır.

“Taşınabilir iletişim cihazlarının (cep telefonu, tablet vb.) teşebbüse ait dijital veri içerip içermediğinin tespiti amacıyla yapılacak hızlı gözden geçirme sonucunda bu cihazların incelemeye tabi tutulup tutulmayacağına karar verilir.”

  1. Dijital veriler nasıl incelenecektir?

Yerinde inceleme yetkisinin konusu, rekabeti ihlal ettiğinden şüphe duyulan teşebbüsün bilgi, belge ve malvarlığıdır. Kanun Değişikliği ile birlikte bilhassa dijital veriler bakımından genişleyen inceleme kapsamı, nitelik itibariyle özel inceleme metotları gerektirir. Bu doğrultuda Kılavuz’da belirtildiği üzere Görevli Meslek Personeli tarafından teşebbüse ait sistemlerdeki anahtar kelime arama araçlarından ya da dijital verilerde nitelikli arama yapılmasına imkân tanıyan adli bilişim yazılım ve donanımlardan yararlanılmaktadır. Nitekim yerinde inceleme kapsamında çok fazla bilgi, belge ve veri inceleme altına alındığı gibi incelenen veriler de tür olarak büyük farklılıklar barındırmaktadır. Örneğin bir yandan teşebbüse ilişkin fiziksel olarak kayıt altına alınan dosyalar, notlar, raporlar vb. incelenirken öbür yandan e-mailler, dijital kayıtlar, whatsapp yazışmaları gibi dijital veriler incelenmektedir.

Bu noktada verilerin incelemesi konusunda Adli Bilişim araç olarak kullanılmaktadır. Adli Bilişim, Kılavuz’da yer verildiği üzere “inceleme esnasında dijital verilerde arama yapılmasına, bu verilerin kopyalanmasına ve silinen verilerin geri getirilmesine, teşebbüse ait veri ve sistemlerin orijinalliğinin ve bütünlüğünün korunmasını sağlar.” Nitekim inceleme esnasında görevli Meslek Personelince gerekli görülmesi durumunda; incelenecek dijital veriler, adli bilişim yöntemleri ile kısmen veya bütün olarak ayrı veri depolayıcılarına kopyalanır.

Özet olarak süreç; verilerin adli bilişim araçları ile incelenmesi, incelenen dijital verilerin veri depolarına kopyalanması ve kopyası alınan verilerin Meslek personelince indekslenerek incelenmesi şeklinde ilerlemektedir. Meslek Personelince inceleme neticesinde dosya kapsamında delil niteliği taşıdığı düşünülen veriler ayrıştırılırken delil niteliğinde görülmeyen diğer bütün veriler, geri getirilemeyecek şekilde kalıcı olarak silinmektedir. Kılavuzda yer verildiği üzere İndeksleme işlemi, teşebbüsten elde edilen dijital verilerin adli bilişim yazılımı kullanılarak anahtar kelimeler ile aranabilir hale getirilmesidir. Bu şekilde inceleme süreci kolaylaştırılmakta ve inceleme süresi kısaltılmaktadır. Belirtmek gerekir ki inceleme bitiminde, tutanak ekinde teşebbüse teslim edilen ve Meslek Personelince bir örneği alınan dijital verileri içeren veri depolayıcıları hariç olmak üzere, inceleme süresince kullanılan tüm veri depolayıcıları, içerdiği veriler geri getirilemeyecek şekilde silinir.

Dijital verilerin nasıl inceleneceği konusunda önem teşkil eden mesele bilhassa şahıslara ait telefon, tablet gibi taşınabilir iletişim araçlarının incelenmesidir. Nitekim “gözden geçirme” olarak ifade edilen inceleme usulünün sınırlarının belirli olmaması mülkiyet hukukuna ve kişisel veri hukukuna yönelik ihlal gerçekleşip gerçekleşmeyeceği meselesini gündeme getirir. Gözden geçirilme sonucunda Teşebbüse ait veri içerdiği tespit edilen taşınabilir iletişim cihazları gene adli bilişim araçları vasıtasıyla incelenecek olup aynı şekilde İnceleme neticesinde dosya kapsamında delil niteliği taşıdığı düşünülen veriler ayrıştırılacak ve delil niteliğinde görülmeyen diğer bütün veriler, geri getirilemeyecek şekilde kalıcı olarak silinecektir. Fakat bu süreçte bahsi geçen hukuk kurallarının ihlal edilip edilmeyeceği noktasında Kanun Değişikliği’nde ve Kılavuz’da endişeleri giderecek şekilde bir açıklamanın mevcut olmadığı kanaatindeyiz.

  1. Dijital veriler nerede incelenecektir?

Kural olarak inceleme, teşebbüse ait yerleşkede tamamlanmalıdır. Bu doğrultuda incelemenin esas gerçekleştirilme yeri, Teşebbüs yerleşkesidir. Fakat yukarıda da bahsedildiği gibi yerinde inceleme kapsamı çok geniştir ve bu doğrultuda çoğu zaman tek seferde incelemenin tamamlanması mümkün olmamaktadır. Nitekim adli bilişim araçları ile bilge, belge ve verilerin depolanmasının amacı da budur. Bu doğrultuda, Kılavuz’un 10. Maddesi uyarınca gerekli görülmesi durumunda, inceleme işlemine Kurum bünyesinde yer alan adli bilişim laboratuvarında devam edilmesi yönünde karar alınabilir.

Burada önemli olan husus, taşınabilir iletişim aracı olarak cep telefonuna ilişkin incelemenin her halükârda teşebbüs yerleşkesinde tamamlanması zorunluluğudur.

  1. Ticari sır bildirimi nasıl yapılacaktır?

Yukarıda da yer verildiği gibi Kanun değişimine yönelik eleştirilerin kaynak noktalarından birisi de ticari sırlardır. Nitekim Teşebbüs’e ait her türlü belge, bilgi ve verinin inceleme konusu olduğu göz önünde tutulursa incelenen ve/veya kopyalanan verilerin Teşebbüs’e ait ticari sırları içerme ihtimali çok yüksektir. Bu noktada Kılavuz’un 11. Maddesi’nde düzenlendiği üzere delil niteliğinde görülerek dosya kapsamına alınan dijital veriler içerisinde ticari sır niteliğinde veri bulunduğu hususunun ilgili teşebbüs tarafından ileri sürülmesi durumunda 2010/3 sayılı “Dosyaya Giriş Hakkının Düzenlenmesine ve Ticari Sırların Korunmasına İlişkin Tebliğ[9] [“2010/3 Sayılı Tebliğ”] kapsamında işlem yapılacağı düzenlenmiştir. Nitekim 2010/3 Sayılı Tebliğ ile tarafların dosyaya giriş haklarını kullanmalarına dair usul ve esaslar ile Kanun’un uygulanması sırasında elde edilen bilgilerin ticari sır niteliklerinin tespiti ve ticari sır olarak tasnif edilen bilgi ve belgelerin korunmasına yönelik usul ve esaslar düzenlenir.

  1. Avukat müvekkil gizliliği kapsamı nedir?

Kılavuzun en çok eleştirildiği konulardan birisi de avukat-müvekkil gizliliği ilkesinin işbu düzenleme doğrultusunda ihlal edileceği yönündedir. Nitekim her ne kadar Kılavuz’un 12. Maddesi ile müvekkili ile arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmayan bağımsız avukat ile müvekkil arasında, müvekkilin savunma hakkının  kullanılması amacıyla yapılan yazışmalar mesleki ilişkiye ait kabul edileceği ve yerinde inceleme sırasında kopyalanan verilerin, avukat-müvekkil gizliliği ilkesi kapsamında korumadan yararlanacağı belirtilse de madde devamında “savunma hakkının kullanımıyla doğrudan ilgisi bulunmayan, özellikle de bir rekabet ihlaline yardım etmek veya devam eden ya da ileride işlenecek bir ihlali gizlemek gibi konularda yapılan yazışmalar anılan korumadan yararlanamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Bu doğrultuda teşebbüslerin avukat-müvekkil gizliliği kapsamındaki verilerinin de inceleme konusu yapılması ve bu verilerin bahsi geçen konuda olup olmadıklarının değerlendirilmesi söz konusu olacaktır. Oysaki Kurum aşağıda ilgili kısmı verilen 02.12.2015 ve 15-42/690-259 sayılı kararında (Dow Kararı) Avukat-Müvekkil gizliliği ilkesini açıklayarak bu ilkenin temelinde danışmanlık alan kişilerin elde edilen bilgilerin ve yapılan yazışmaların rızaları dışında ortaya çıkacağı endişesinden kurtararak sahip oldukları tüm bilgileri avukatlarına sunmalarını ve savunma haklarını gerçek manada kullanılabilmelerini sağlamak olduğu belirtilmiştir. Bu doğrultuda Kılavuzun bahsi geçen maddesinin son cümlesinin teşebbüsler açısından endişe verici olması dolayısıyla, avukat-müvekkil gizliliği ilkesine aykırılık teşkil etme ihtimalinin yüksek olduğu görüşündeyiz.

“Avukatın müvekkili ile olan mesleki ilişkisinden kaynaklanan bilgi ve belgelerin gizliliği ilkesi (Gizlilik İlkesi-Legal Professional Privilege), teşebbüslerin veya bireylerin hukuki danışmanlık hizmeti almaları esnasında, avukatları ile yaptıkları yazışmaların ve onlara verdikleri bilgilerin zorunlu ifşasını engelleyerek bu iletişime koruma sağlamaktadır. Sağlanan bu korumanın amacı, danışmanlık alan kişileri, elde edilen bilgilerin ve yapılan yazışmaların rızaları dışında ortaya çıkacağı endişesinden kurtararak sahip oldukları tüm bilgileri avukatlarına sunmalarını ve savunma haklarını gerçek manada kullanılabilmelerini sağlamaktır.”[10]

  1. Sonuç

Yerinde İnceleme yetkisi, rekabet düzeninin korunması açısından önemli bir araç niteliğinde olmakla beraber, incelemenin kapsamı dolayısıyla diğer hukuk dallarıyla son derece ilişkili sonuçlar doğurmaktadır. Nitekim yerinde inceleme kapsamında teşebbüslere aile bilgi, belge ve malvarlığının incelenmesi şeklinde mülkiyet hakkına dokunulurken, incelemeye tabi tutulan verilerin teşebbüslerin kişisel verileri olması dolayısıyla kişisel veri hukuku ile de ilişkilidir. Öte yandan teşebbüslere ilişkin her türlü verinin inceleme kapsamına alınması, ticari sır sorununu gündeme getirir ki bu sorun soruşturmalar bakımından en çok tartışılan ve eleştirilen konularından bir tanesidir. Nitekim 2010/3 Sayılı Tebliğ kapsamında, savunma hakkını etkin kullanmak adına teşebbüslerce ileri sürülen dosyaya giriş talebi, birçok kez Kurul tarafından ilgili verilerin ticari sır barındırdığı gerekçesi ile reddedilmektedir.

Yerinde inceleme yetkisinin düzenlenmesi kapsamında ele alınması gereken bir menfaat dengesi vardır. Kamunun menfaati açısından kartellerle mücadele edilmesi için çok önemli bir araç olan yerinde inceleme yetkisi etkin kullanılmalıdır fakat bu esnada diğer hukuki ilkelerin ve hakların ihlal edilmesi toplumun menfaatine olmayacaktır.  Halihazırda ilgili Kanun Değişikliği’nin ve Kılavuzun bu ince ayırımı çizmek noktasında maalesef yetersiz olduğu görülmektedir. Bu noktada yerinde inceleme yetkisine ilişkin kavramların net bir şekilde ortaya konulması ve sınırlarının açık bir şekilde çizilmesinin, toplumun genel menfaati açısı

[1] Rekabet Kurumu, Yerinde İncelemelerde Dijital Verilerin İncelenmesine İlişkin Kılavuz, Kabul Tarihi:08.10.2020 Karar Sayısı: 20-45/617, https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/kilavuzlar/yerinde-inceleme-kilavuz1-20201009091644514-pdf erişim tarihi: 13.10.2020

[2] 24 Haziran 2020 tarihli ve 31165 sayılı Resmi Gazete, https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/06/20200624.pdf  erişim tarihi: 13.10.2020

[3] 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/22140.pdf erişim tarihi: 13.10.2020

[4] Rekabet Kurumu, 18.01.2018 Tarihli, 18-03/34-21 Sayılı Karar (Dosya Sayısı: 2017-5-40), https://www.rekabet.gov.tr/Karar?kararId=adac9e63-9ea6-433e-b004-6dfca3739abe erişim tarihi: 13.10.2020

[5] Article 20(4) of Council Regulation No 1/2003 https://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2003:001:0001:0025:EN:PDF erişim tarihi: 13.10.2020

[6] Kanun Değişikliği öncesinde 15. Madde aşağıdaki gibidir:

Kurul, bu Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde, teşebbüs ve teşebbüs birliklerinde incelemelerde bulunabilir. Bu amaçla teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerinin:

  1. a) Defterlerini, her türlü evrak ve belgelerini inceleyebilir ve gerekirse suretlerini alabilir,
  2. b) Belirli konularda yazılı veya sözlü açıklama isteyebilir,
  3. c) Teşebbüslerin her türlü mal varlığına ilişkin mahallinde incelemeler yapabilir. İnceleme, Kurul emrinde çalışan uzmanlar tarafından yapılır. Uzmanlar incelemeye giderken yanlarında incelemenin konusunu, amacını ve yanlış bilgi verilmesi halinde idarî para cezası uygulanacağını gösteren bir yetki belgesi bulundururlar.

(Ek: 01.08.2003-4971/ 25. Md.) İlgililer istenen bilgi, belge, defter ve sair vasıtaların suretlerini vermekle yükümlüdür. Yerinde incelemenin engellenmesi veya engellenme olasılığının bulunması durumunda sulh ceza hâkimi kararı ile yerinde inceleme yapılır.”

[7] Örneğin Danıştay 13. Dairesinin 14.10.2008 tarih, E:2006/5791 K:2008/6795 sayılı; 16.02.2010 tarih, E:2007/10256 K:2010/1322 sayılı; 09.07.2018 tarih, E:2018/1925 K:2018/2329 sayılı, 18.09.2019 tarih, E:2019/521 K:2019/2625 sayılı kararları).

[8] Explanatory note on Commission inspections pursuant to Article 20(4) of Council Regulation No 1/2003, https://ec.europa.eu/competition/antitrust/legislation/explanatory_note.pdf erişim tarihi: 13.10.2020

[9] Dosyaya Giriş Hakkının Düzenlenmesine ve Ticari Sırların Korunmasına İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2010/3) https://www.mevzuat.gov.tr/File/GeneratePdf?mevzuatNo=13941&mevzuatTur=Teblig&mevzuatTertip=5 erişim tarihi: 13.10.2020

[10] Rekabet Kurumu 02.12.2015 ve 15-42/690-259 Sayılı Karar, http://www.rekabet.gov.tr/Karar?kararId=4f48e79e-e03a-4427-b477-3d2fa17557ac erişim tarihi: 13.10.2020