- GİRİŞ
Türk Rekabet Hukuku, tanımlanan ilgili pazarlarda faaliyet gösteren teşebbüslerin hakim durumlarını kötüye kullanmak ve/veya anlaşma, uyumlu eylem veya kararlar yoluyla rekabetçi pazara zarar vermelerini ex post (olaydan sonra) olarak denetlediği gibi birleşme/devramlar yoluyla ortaya çıkabilecek yoğunlaşmaları izne tabi tutmak suretiyle rekabeti ex ante (olaydan önce) olarak da denetlemektedir.
Rekabet Hukuku bağlamından birleşme/devralma işlemlerine konu olan teşebbüslerin kontrol yapısında kalıcı değişikliğe neden olan işlemler sonucunda, bir teşebbüsün ilgili pazarda hâkim duruma gelmesi veya ilgili pazardaki oyuncu sayısının azalmasıyla rakipler arasında anlaşma/uyumlu eylem yapılmasını kolaylaştırıcı iş birliği doğurucu etkilerin ortaya çıkması mümkündür. Bu kapsamda, birleşme/devralma yoluyla ilgili pazarda rekabetin sınırlanması ihtimalinin ortaya çıktığı durumda Rekabet Kurulu, söz konusu birleşme/devralmanın gerçekleşmesine onay vermemektedir.
Rekabet Kurulu tarafından ex post olarak denetlenen Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 4. ve 6. Maddelerinde yasaklanan davranışların ortaya çıkmasına yol açabilecek veya kolaylaştırabilecek pazar yapısı ve pazar gücünün oluşmadan engellenmesi genel rekabet politikası amaçlarına ulaşmada da çok daha etkin olmaktadır. Bu kapsamda, Rekabet Hukuku bağlamında öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde birleşme/devralmaların denetlenerek rekabete aykırı sonuçlar doğurabilecek yoğunlaşmaların engellenmesi sağlıklı bir pazar yapısının oluşması bakımından büyük önem arz etmektedir.
- TÜRK REKABET HUKUKUNA GÖRE BİRLEŞME/DEVRALMA TANIMI
Kanun’un Birleşme veya Devralma başlıklı 7. maddesi genel hatlarıyla ne tür işlemlerin Rekabet Hukuku bağlamında birleşme/devralma kabul edileceğini içermektedir. Kanun maddesi ayrıca, hangi şartları haiz birleşme/devralmaların Rekabet Kurulu onayı olmaksızın geçerlilik kazanması konusunda şartları belirleme yetkisini Rekabet Kurulu’na vermiştir. Rekabet Kurulu tarafından söz konusu yetkiye dayanılarak ilk olarak 1997 yılında çıkarılan tebliğle ve son olarak 07 Ekim 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2010/4 sayılı Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ (“Tebliğ”) ile Türk Rekabet Hukuku bağlamından birleşme/devralma kavramı belli oranda netleştirilmiştir. Ayrıca, Rekabet Kurulu tarafından yayımlanan çeşitli kılavuzlar ile konunun netleştirilmesi sağlanmaya çalışılmıştır.
Tebliğ’in 5. Maddesi uyarınca, kontrolde kalıcı değişiklik meydana getirecek şekilde iki ya da daha fazla teşebbüsün birleşmesi ya da bir veya daha fazla teşebbüsün tamamının ya da bir kısmının doğrudan veya dolaylı kontrolünün, hisse ya da mal varlığının satın alınmasıyla, sözleşmeyle veya diğer bir yolla bir ya da daha fazla teşebbüs veya hâlihazırda en az bir teşebbüsü kontrol eden bir ya da daha fazla kişi tarafından devralınması Kanun’un 7. maddesi kapsamında birleşme veya devralma işlemi sayılmaktadır. Anlaşılacağı üzere, bir işlemin Rekabet Hukuku bağlamından birleşme devralma kabul edilebilmesi, ilgili işlem sonucunda ilgili teşebbüsün kontrolünde kalıcı değişiklik meydana gelip gelmemesine bağladır. Rekabet Kurulu tarafından güncel hali 5 Nisan 2018 tarihinde 18-10/195-RM(2) sayılı kararla kabul edilen Birleşme ve Devralma Sayılan Haller ve Kontrol Kavramı Hakkında Kılavuz’da “kontrolde değişiklik meydana getirdiği kabul edilen haller” ele alınmış olup, aşağıda bu durumlar kısaca ele alınacaktır.
- İki veya Daha Fazla Teşebbüsün Birleşmesi:
Birden fazla bağımsız teşebbüsün tüzel kişiliklerine son vererek yeni bir tüzel kişilik oluşturması veya bir teşebbüsün tüzel kişiliğine son vererek tüzel kişiliği devam eden bir teşebbüse katılması sonuçta tek bir tüzel kişiliğin ortaya çıkmasıyla birleşme olarak kabul edilmektedir. Diğer yandan, bağımsız teşebbüslerin tüzel kişiliklerine hukuken son vermeden, faaliyetlerini bir araya getirerek tek bir ekonomik bütünlük oluşturmaları halinde de Kanun’un 7. Maddesi bağlamında bir birleşmenin ortaya çıktığı kabul edilebilecektir.
- Kontrolün Devralınması
Tebliğ’de, Kanun’un 7. maddesi uyarınca bir devralma durumunun ortaya çıkması için hukuken veya fiilen kontrolün kalıcı şekilde devralınması gerektiği ifade edilmiştir. İlgili teşebbüs üzerinden belirli bir etki uygulama hakkı tanıyan çeşitli araçlarla kontrolün devralındığı kabul edilebilir. Bu araçlardan bazıları şunlardır:
- Hisseler veya Varlıkların Devralınması Yoluyla Kontrol
- Sözleşme Aracılığıyla Kontrol
- Etkileri Bakımından Kontrol Değişikliği Sağlayan Anlaşmalar
- Kontrolün Niteliğindeki Değişiklikler
Türk Rekabet Hukuku bağlamından bir devralmadan söz edilebilmesinin bir diğer durumu ise teşebbüsün kontrolünün niteliğinde değişiklik oluşmasıdır. Teşebbüsün tek kontrolden ortak kontrole geçmesi veya ortak kontrolden tek kontrole geçmesi durumundan kontrolün niteliğinde değişiklik meydana geldiği kabul edilir. Birden fazla hissedarın ortak kontrolü sahip olduğu durumunda teşebbüsün kontrolünde etki sahibi hissedar sayısının artması veya azalması da teşebbüsün kontrolünün niteliğinde değişiklik olarak kabul edilir. Diğer yandan, teşebbüsün kontrolünün etkili olmayan hisselerin devredilmesi veya hissedarlar arasında kontrolü değiştirmeyen hisse devirleri rekabet hukuku bağlamında bir devralma olarak kabul edilmemektedir.
- Ortak Girişimler
Tebliğ’in 5.maddesi, bağımsız bir iktisadi varlığın tüm işlevlerini kalıcı olarak yerine getirecek bir ortak girişim kurulmasını (tam işlevsel ortak girişimler) devralma işlemi olarak öngörmektedir. Burada, birden fazla teşebbüsün katkılarıyla oluşturulacak yeni bir bağımsız iktisadi yapı oluşturulması halinde devralmadan söz edilebilecektir. Ortaya çıkacak yeni oluşumun, operasyonel bakımdan bağımsız olması rekabet hukuku bağlamında devralma olarak değerlendirilmesi için yeterlidir.
- BİRLEŞME DEVRALMALAR BAKIMINDA BİRDİRİME TABİ OLMA EŞİKLERİ
Gerçekleştirilecek birleşme/devralma işlemlerinin Rekabet Kurulu’nun denetimine tabi olması bakımından ülkemizde ciro eşiği sistemi kabul edilmiştir. Söz konusu sistem uyarınca teşebbüslere, gerçekleştirecekleri işlemin eşikleri aşması durumundan zorunlu bildirim yükümlülüğü getirilmiştir. Tebliğ’de belirlenen eşikler aşılmasına rağmen Rekabet Kurulu’ndan izin alınmaksızın gerçekleştirilen işlemlerin hukuki geçerlilik kazanamayacağına da Tebliğ’de yer verilmiştir.
Tebliğ’in 7. Maddesi uyarınca, aşağıda yer verdiğimiz eşiklerden herhangi birinin veya her ikisinin aşılması durumunda, Rekabet Kurulu’na bildirim yapılması zorunludur:
- İşlem taraflarının Türkiye ciroları toplamının yüz milyon TL’yi ve işlem taraflarından en az ikisinin Türkiye cirolarının ayrı ayrı otuz milyon TL’yi aşması,
VEYA,
- Devralma işlemlerinde devre konu varlık ya da faaliyetin, birleşme işlemlerinde ise işlem taraflarından en az birinin Türkiye cirosunun otuz milyon TL’yi ve diğer işlem taraflarından en az birinin dünya cirosunun beş yüz milyon TL’yi aşması,
TEBLİĞDE YER ALAN EŞİKLER | ||
A) | İşlem taraflarının Türkiye ciroları toplamı, | > 100.000.000 TL |
İşlem taraflarından en az ikisinin Türkiye ciroları | > 30.000.000 TL | |
VEYA | ||
B) | İşlem taraflarından birinin dünya cirosu | > 500.000.000 TL |
Diğer işlem taraflarından birinin Türkiye cirosu | > 30.000.000 TL |
Burada yer verdiğimiz eşiklerin daha net anlaşılabilmesi bakımından “ilgili teşebbüs” ve “işlem tarafı” kavramlarının açıklanması faydalı olacaktır. Buna göre “ilgili teşebbüs” kavramı, birleşme veya devralma işleminin doğrudan tarafı olan kişi veya ekonomik birimleri, “işlem tarafı” kavramı ise her bir ilgili teşebbüsün dâhil olduğu ekonomik bütünlüğü karşılamaktadır. Her birleşme devralma üzerinde ayrıca belirlenecek ilgili teşebbüslerin belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken en önemli noktanın, özellikle devralınan ilgili teşebbüsü belirlerken “kişi” kavramından ziyade “ekonomik bütünlük”ün dikkate alınması gerekliliğidir. Örnek vermek gerekirse, bir X şirketinin sahip olduğu A, B ve C isimli bağımsız ekonomik bütünlük arz eden üretim tesislerinden yalnızca C’nin Y şirketi tarafından devralınması durumunda, işlem tarafımı ilgili teşebbüsler yalnızca C ve Y olmakta ve eşiklerin aşılıp aşılmadığı bu teşebbüslerin cirolarına göre belirlenmektedir.
- BİRLEŞME DEVRALMALARIN BİLDİRİMİ
İzne tabi birleşme ve devralmaların bildirimi Tebliğ’in 10. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kural olarak bildirim, taraflarca birlikte ya da taraflardan herhangi biri veya bunların yetkili temsilcileri tarafından yapılabilir. Bildirimde bulunan, diğer ilgili tarafı durumdan haberdar etmek zorundadır.
Bildirim, Tebliğ’in ekinde yer alan matbu Bildirim Formu ile yapılır ve başvuruyla birlikte gerekli tüm bilgi ve belgeler tam ve doğru şekilde sunulmalıdır. Başvuru hakkında Rekabet Kurulu tarafından karar verilinceye kadar ortaya çıkan her türlü değişiklik ve gelişme derhal Rekabet Kurulu’na bildirilmelidir. Başvuruda, yanlış veya yanıltıcı beyanda bulunanlar hakkında idari para cezası uygulanır.
Birleşme veya devralma işlemleri bildirim zorunluluğunu haizse, istisnai bazı durumlar hariç kural olarak işlem gerçekleştirilmeden önce Rekabet Kurulu’na bildirim yapılarak izin alınması gerekmektedir. Tebliğ 10/6. Maddesi uyarınca, Bildirilmesi zorunlu olan birleşme veya devralma işlemlerinin Kurula bildirilmemesi veya işlem gerçekleştirildikten sonra bildirilmesi halinde Kanun’un 11. maddesi yarınca Rekabet Kurulu,
- a) İlgili işlem Kanun’un 7/1. Maddesi kapsamında olmayan bir işlem ise, Rekabet Kurulu işleme ilişkin izin vermekle birlikte, bildirim zorunluluğu yerine getirilmediğinde idari para cezası uygulanmasına karar verir.
- b) İlgili işlemin Kanun’un 7/1. Maddesi kapsamına girdiğinin tespit edilmesi halinde ise Rekabet Kurulu idari para cezasıyla birlikte,
- Birleşme veya devralma işleminin sona erdirilmesine,
- Hukuka aykırı olarak gerçekleştirilmiş olan tüm fiili durumların ortadan kaldırılmasına,
- Şartları ve süresi Rekabet Kurul tarafından belirlenecek şekilde ele geçirilen her türlü payın veya mal varlığının eğer mümkünse eski maliklerine iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde üçüncü kişilere temlikine ve devrine,
- Bunların eski malik veya üçüncü kişilere temlik edilmesine kadar geçen süre içinde devralan kişilerin devralınan teşebbüslerin yönetimine hiçbir şekilde katılamayacağına,
- Son olarak, gerekli gördüğü diğer tedbirlerin alınmasına karar verir.
- REKABET KURULUNUN YÜRÜTTÜĞÜ PROSEDÜRLER
Birleşme ve devralmaların bildirimini takiben Rekabet Kurulu tarafından yürütülen prosedürlere Tebliğ’in 12. Maddesi ve devamında yer verilmiştir. Rekabet Kurulu’na yapılan bildirimler öncelikle, ilgili teşebbüsler ile faaliyet alanlarını içerecek şekilde Kurum’un internet sayfasında duyurur. Daha sonra, söz konusu birleşme veya devralma işlemine ilişkin bildirim, 15 gün içerisinde sonuçlandırılan ön inceleme sürecini takiben Kurul tarafından görüşülür. Başvurudan itibaren 30 gün içerisinde hakkında herhangi bir işlem yapılmayan birleşme ve devralmalara izin verilmiş sayılır ve bu birleşme ve devralmalar hukuki geçerlilik kazanır.
Ön incelemeyi takiben, Kurul tarafından yapılan ilk değerlendirmede işleme doğrudan izin verilebileceği gibi işlemin nihai incelemeye alınmasına da karar verilebilir. Rekabet Kurulu tarafından nihai inceleme kararı verilmesi halinde işleme ilişkin gerekli tedbirleri alınmasına ilişkin karar verilmesi de mümkündür.
Rekabet Kurulu tarafından birleşme ve devralmalara ilişkin bildirimler değerlendirmeye tabi tutulurken göz önünde bulundurulacak hususlar Tebliğ’de şu şekilde sıralanmıştır:
- İlgili pazarın yapısı,
- Ülke içinde veya dışında yerleşmiş olan teşebbüslerin fiili ve potansiyel rekabeti,
- Teşebbüslerin pazardaki durumu, ekonomik ve mali güçleri,
- Sağlayıcı ve müşteri bulabilme alternatifleri,
- Arz kaynaklarına ulaşabilme imkânı,
- Pazarlara giriş engelleri,
- Arz ve talep eğilimleri,
- Tüketicilerin menfaatleri,
- Tüketici yararına olan etkinlikler ve diğer hususlar.
Yukarıda yer verdiğimiz maddeler sınırlı sayıda olmamakla beraber Rekabet Kurulu’nun değerlendirmelerini yukarıdaki maddelere göre yaptığını belirtmemiz isabetli olacaktır.
Rekabet Kurulu’nun başvuruya doğrudan izin vermediği ve nihai soruşturma açılmasına karar verdiği hallerde, söz konusu karar ilgili taraflara bildirilir. Yapılan bildirim ile birlikte Rekabet Kurulu’nun ön itirazlar, birleşme veya devralma işleminin nihai karara kadar askıda olduğu ve uygulamaya sokulamayacağı ve mevcutsa öngörülen diğer tedbirler de ilgililere iletilir.
Yapılan nihai inceleme sonucunda, Rekabet Kurulu birleşme veya devralma işlemine izin verebilir. Rekabet Kurulu tarafından verilen bu izin, gerçekleştirilmesi ön görülen bazı şartları da içerebilmektedir. İlgililer Rekabet Kurulu tarafından öngörülecek şartları sağlamak koşuluyla birleşme veya devralma işlemini uygulamaya sokabilir.
Rekabet Kurulu aşağıda yer verilen sonuçları doğuran birleşme veya devralma işlemlerinin gerçekleşmesine izin vermez:
- Tek başına ya da birlikte hâkim durum yaratmaya veya hâkim durumu daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuran birleşme veya devralmalar,
- Teşebbüsler arasında rekabeti sınırlayıcı amacı veya etkisi olan ve bağımsız bir iktisadi varlığın tüm işlevlerini kalıcı olarak yerine getirecek bir ortak girişimin oluşturulması, (Kanun’un 5. Maddesi uyarınca muafiyet söz konusu olmayacak hallerde)
Bir birleşme veya devralmanın rekabeti bozucu, sınırlayıcı veya engelleyici etki doğurma ihtimali Rekabet Kurulu tarafından öngörüldüğünde, çeşitlerin şartların belirlenebilme mümkün olduğu gibi, birleşme veya devralmanın tarafları da bu etkiyi ortadan kaldırabilmek adına çeşitli taahhütlerde bulunabilir. Taahhüt, ön inceleme veya nihai inceleme safhasında verilebilir ve Rekabet Kurulu, taahhütlerin yerine getirilmesini sağlamak adına şart ve yükümlülükler öngörerek de izin kararı verebilir. Teşebbüsler tarafından verilen taahhütler, rekabet bozucu, sınırlayıcı veya engelleyici etkileri tamamen ortadan kaldırmadığı takdirde, Rekabet Kurulu tarafından söz konusu taahhütler baz alınarak ilgili birleşme veya devralmaya izin verilemez.
Rekabet Kurulu ancak iki durumda izin verdiği birleşme ve devralma işlemini yeniden gözden geçirebilir:
- İşlem taraflarınca başvuruda yanlış veya yanıltıcı bilgiler paylaşılmış olması,
- İzinle birlikte öngörülen şart, taahhüt veya yükümlülüklerin işlem taraflarınca yerine getirilmemiş olması,
- REKABET KURULU’NUN BAŞVURU KABUL ORANLARI VE REDDEDİLME BAŞVURULARIN RED NEDENLERİ
Rekabet Kurulu’na yapılan izin başvurularına Rekabet Kurulu tarafından mümkün mertebede izin verildiğini söylemememiz yanlış olmayacaktır. Rekabet Kurumu’nun web sayfasında yer verilen istatistiklere göre 2014-2018 yılları arasındaki son beş yıllık dönemde, yapılan 990 başvurudan yalnızca ikisi reddedilmiş ve 12 tanesine koşullu olarak izin verilmiştir.
2017 yılında izin verilmeyen devralma işleminde, Ulusoy Gruba ait içinde Ro-Ro ve deniz taşımacılığı işlerini gerçekleştiren teşebbüslerinde bulunduğu yedi teşebbüsün tüm hisselerinin UN Ro-Ro İşletmeleri A.Ş. tarafından devralınması öngörülmüştür. Rekabet Kurulu nihai inceleme sonucunda yaptığı değerlendirmede, hali hazırda Türkiye-Avrupa arasındaki Ro-Ro taşımacılığı pazarında hakim durumda olan UN Ro-Ro İşletmeleri A.Ş.’nin ilgili devralma işlemi sonucunda hakim durumunun güçleneceğini ve Ulusoy Çeşme Liman İşletmesi A.Ş.’nin devralınması ile UN Ro-Ro İşletmeleri A.Ş.’nin Ro-Ro gemilerine yönelik liman işletmeciliği pazarında hakim duruma gelmesiyle rekabetin önemli ölçüde azalacağını öngörerek söz konusu birleşme devralma işlemine izin vermemiştir.
Rekabet Kurulu 2015 yılında verdiği ret kararında ise, Beta Marina Liman ve Çekek İşletmesi A.Ş. ve Pendik Turizm Marina Yat ve Çekek İşletmesi A.Ş.’nin paylarının tamamının Setur Servis Turistik A.Ş. tarafından devralınması işlemini değerlendirmiştir. Rekabet Kurulu yatığı değerlendirmede, marinalar tarafından sunulan hizmetlerin çeşitli farklılıklar gösterdiğini belirleyerek, ilgili devral işleminin birden fazla ilgili ürün pazarını etkileyebileceği sonucuna ulaşmıştır. Bu noktada, marinalarda verilen deniz hizmetlerine, kara hizmetlerine ve kiralama hizmetlerine ilişkin ayrı ayrı rekabeti bozucu etki bulunup bulunmadığı yönünde değerlendirmeler yapılmıştır. Rekabetin oluştuğu coğrafi pazar da ilgili ürün pazarında olduğu gibi farklı hizmetler için ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Rekabet Kurulu tarafından yapılan tüm bu değerlendirmeler sonucunda çeşitli senaryolarda ilgili devralma işlemini belirli pazarları olumsuz etkileyebileceği göz önüne alınarak başvurunun reddi yönünde karar verilmiştir.
Yukardaki izin verilmeyen birleşme/devralma işlemelerinden anlaşılacağı üzere Rekabet Kurulu, önüne bir dosya geldiğinde öncelikle, başvuru konusu işlemin etkileyebileceği ilgili ürün ve coğrafi pazarları belirlemekte ve izin verilmesi talep edilen işlemin bu pazarlardaki rekabete olabilecek etkilerini analiz ederek izin verme, koşullu izin verme veya izin vermeme yönünde karar vermektedir.
- REKABET KURULU KARARLARININ YARGISAL DENETİMİ
Rekabet Kurulu tarafından verilen nihai kararlar Kanun’un Kurul Kararlarına Karşı Yargı Yolu başlıklı 55. Maddesi uyarınca yargısal denetime tabidir. Rekabet Kurulu’nun bileşme devralma işlemlerine izin verme veya izin vermeme yönündeki kararları da nihai kararlar olup, yargısal denetime tabidir.
2012 yılında Kanun’un 55. Maddesinde yapılan değişiklik öncesinde Rekabet Kurulu’nun verdiği kararlara karşı ilk derece mahkemesi olarak doğrudan Danıştay’a başvurulması öngörülmüşken, yapılan değişiklik sonucunda Rekabet Kurulu’nun nihai kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde (Ankara) dava açılabileceği öngörülmüştür. İdare Mahkemesi tarafından verilecek kararlara karşı da İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca kanun yoluna başvurulması mümkündür.
- SONUÇ
Rekabet Hukuku bağlamında birleşme ve devralma işlemleri deniş kapsamlı olarak değerlendirilmekte olup ilgili pazarda yoğunlaşmaya sebep olabilecek her türlü işlemin denet ex ante olarak denetlenmesi öngörülmüştür.
Bir birleşme veya devralma işlemi için Rekabet Kurulu’nda izin alınması gerekip gerekmediği hususu yukarıda yer verdiğimiz eşikler bağlamında detaylıca değerlendirilmelidir. Rekabet Kurulu’na başvuru yapılması gerekirken yapılmaması durumunda idari para cezaları ile karşılaşılabileceği gibi, aksi durumda ise parasal ve zamansal kayıpların ortaya çıkması söz konusu olabilecektir. Nitekim, son beş yıllık dönemde “Kapsam Dışı/İzne Tabi Olmayan” 144 işlem için Rekabet Kurulu’na başvuru yapılmıştır.
Birleşme veya devralma işlemlerine ilişkin Rekabet Kurulu’na yapılacak başvurularda, işlemin etkileyebileceği pazarlar doğru ve detaylı bir şekilde tespit edilmeli ve yapılan işlemin rekabeti bozucu, sınırlayıcı veya engelleyici herhangi bir etsinin bulunup bulunmayacağı analiz edilmelidir. Yapılan analizlerde bu yönde bir etkinin ortaya çıkabileceği öngörüldüğü takdirde, bu etkileri ortadan kaldıracak ve teşebbüsler için en yararı taahhütler belirlenerek başvuruyla birlikte Kurul’a sunulmalıdır. Aksi takdirde, Rekabet Kurulu’nun ilgili işlemin gerçekleştirilmesine izin vermemesi veya gereğinden daha ağır şartlar öngörmesi durumlarıyla karşılaşılması mümkündür.
Son olarak, birleşme veya devralma işlemelerine taraf olacak teşebbüslerin, ticari yönden çeşitli çalışmalar yapmadan önce öngördükleri işlemin Rekabet Kurulu’nun iznine tabi olup olmadığının tespit edilmesi tespitinin yapılmasının, ileriki süreçlerde problemle karşılaşmamak adına önemli olduğunu belirtmek isteriz.